Her icat bir tutkunun eseridir ama nasıl? Japonların taze balığa olan tutkuları ile coğrafyamızın hanımlarının halı hijyenine olan tutkularının garip bir alakası vardır.

Japon Bayrağı

Japon Bayrağı

Japonlar taze balığı çok severler. O kadar çok severler ki sevgileri Japonya kıyılarına yakın bölgelerde balık nüfusunu hızla tüketir. Balıkçılar açık denizlere 3-4 gün açılmak zorunda kalırlar. Bunun için büyük gemiler yaptırırlar. (Taze balık aşkının tersaneciliği geliştirmesi. Japon tersaneleri dünyadaki gemi ihtiyacının %18’ini karşılamaktadır.) Büyük gemilerle çıkılan av sonrasında yeterince balık tutup dönerler fakat Japonlar balıkların taze olmadığını anlar ve balıkçıların kazancı oldukça düşük kalır.

Suşi

Suşi

Balıkçılar bu kez büyük gemilerine büyük buzhaneler yaptırır ve balıkların taze kalmasını sağlamaya çalışır. (Taze balık aşkının iklimlendirme sektörünü geliştirmesi. Daikin ve Mitsubishi iklimlendirme konusunda başı çeken Japon firmalardır.) Fakat netice aynıdır. Japon balık severler donmuş balığı taze balıktan ayırt edebilecek kadar taze balığa aşinadır ve plan işlemez. Bu kez balıkçılar devasa akvaryumlar yaptırır gemilerine. (Taze balık aşkının akvaryum sektörünü geliştirmesi. Japonya dünyanın en büyük 11. akvaryumuna sahiptir.)
Gittikleri avdan getirecekleri balıklar akvaryumda taze kalacaktır. Onlar da yeterince para kazanacaktır. Fikir iyidir. Fakat bir kaç günlük hareketsiz akvaryum yolculuğu balıkları sarhoş ediyor, etlerini lezzetsiz hale getiriyordu. Bu kez balıkçıların çözmesi gereken problem büyüktü. Oysa Japonlar yılmadılar. Sürekli iyileştirme (kaizen) kültürünü dünyaya öğreten Japonlar bu konuda da problemi çözene kadar kendilerini geliştirdiler. Akvaryum içerisine bir köpek balığı atarak balıkların diri, taze ve lezzetli kalmalarını sağladılar. Japonların balık aşkı böylelikle Japon endüstrisinin bir çok alanının gelişmesine katkı sağlamış oldu.

Her icat bir tutkunun eseridir

Türk Bayrağı

Türk Bayrağı

Gelelim Türkiye’de yaşayan hanımların halı hijyenine olan derin alakalarına. Halı yıkama sektörü bu düzeyde gelişmeden evvel her evin halı hijyeni o evin hanımları tarafından bizzat sağlanırdı. Hatta mahallelerdeki çeşmelerin önlerine veya apartmanların bahçelerine halı yıkamak için beton platformlar yapılır, aileler cümbür cemaat halılarını burada yıkarlardı. Milenyumun ilk yıllarında aşırı su tüketimi konusunda yapılan bilinçlendirme sektörün yaygınlaşmasındaki ilk fitili ateşledi. Bazı belediyeler sokakta halı yıkamayı yasakladı. Bu hadise yeni halı yıkama işletmelerinin açılmasına vesile oldu. Halı yıkama alanındaki her icad bir tutkunun eseridir.
Artık sokakta halı yıkayamayan hanımlar karşısında sektör ilk imtihanını verecekti. Tabii ki büyük kolaylıktı fakat hanımlar kendilerinin sağladığı hijyeni yeni kurulan halı yıkama işletmelerinin sağlayabileceği konusunda endişeliydi. (Bazı titiz hanımlar banyoda, balkonda, damda halı yıkamaya devam etti fakat bu süreç halı yıkarken damdan düşme haberleri ile son buldu.) Halı yıkama işletmelerinin müşteri memnuniyeti konusunda imtihan verdiği ilk yıllar “tüm halıları yıkayabiliriz, beğenmezseniz halılarınızı tekrar yıkarız, tüm lekeleri çıkarabiliriz” gibi sektörel kısır döngüleri netice verecekti. Şimdi bile sektör hâlâ bu dönemde açılan yararı kapatmaya çalışıyor.

Türk hanımefendilerinin temizlik endüstrisine katkıları nedir?

İlk halı, Pazırık Halısı

İlk Halı, Pazırık Halısı

Hanımlardaki hijyen aşkı halı yıkama işletmelerini kriz yönetmede, süreç yönetmede, iş akışı yönetmede uzman haline getirmiştir. Halı yıkama işletmesi hem halıyı en hızlı ve en hijyenik yıkamak zorundadır. Hem de işletmesini teknolojik ekipmanlarla donatmak zorundadır. Hatta aptığı işi herkese açıp göstermek zorundadır. İşin mutfağını müşterilerine teşhir etmek zorundadır. Yoksa barınamaz. Çünkü fısıltı gazetesi sektörün en yaygın pazarlama aracıdır. Yapmak zorunda olduğu bu işler halı yıkama işletmelerini stabil kazanç sağlayan kurumsal yapılara çevirecekti. Çünkü sektörü denetleyen müşterinin bizzat kendisiydi. Titizlikle seçilen halı yıkama işletmeleri altyapılarını sürekli geliştirmek zorundaydı.

Sonra 2000’li yılların başından itibaren halı yıkama teknolojileri sürekli gelişme kaydetti. Önce makineci ürününü geliştirdi. Yeni yeni icatlar yaptı. Şimdi ürünlerini o kadar geliştirdi ki halı yıkama endüstrisinde Türkiye’deki makinecilerin eline kimse su dökemez. Bu konuda iddialıyız. Kimyacı kimyasalını geliştirdi. Geliştirdiği ürünler başka milletlerce de beğenildi. Bazı halı yıkama işletmeleri makine ve kimya sektörüne dahil oldu. Bu gelişime onlar da ciddi katkılar sağladı. Sektörde hâlâ kendine özgü irili ufaklı icatlar çıkmaya devam ediyor.
Özetle Türkiye’deki hanımefendilerin hijyen tutkusu halı yıkama sektörünün yoğun iş temposunu netice vermiştir. Bu tempo sektörün makinecisini, kimyacısını ve sarf malzeme üreticisini geliştirmektedir. Haliyle hanımların hijyen aşkı Türkiye’yi halı yıkama endüstrisinin başkenti yapmıştır.

Rıdvan Bektaş
Gar-Mak Makine Pazarlama Müdürü