Kıymetli meslektaşım.
Halı yıkama ile alakalı sorunları ele almadan önce asıl ele alınması gereken konu, her konun başı olduğuna inandığım toplumda iyi bir “insan” olabilmektir. Yoksa bugün hangi sektöre bakarsanız bakın temelleri sağlam atılmayan sektörlerde mutlaka insanları huzursuz eden etkenleri görmek mümkündür.
Hızlı gelişen sektörlerde girişimci olmanın bir okulu olmadığı gibi bir sisteminde olmayışı bir çok problemi beraberinde getirmektedir.
Halı yıkama sektörüne baktığımızda aynı tabloyu görmek mümkündür.
Nedir bunlar?
Daha önce herkes halısını yıkatmaya vermiyordu. Halı yıkayan firmalar da az sayıdaydı. Sadece özel halılar yıkanıyor ve diğer işlemler de (eskitme, tamir vs.) yıkama ile beraber yapılıyordu.
Zamanla insanların ortak yerleşim alanlarına göç etmesi ile beraber farklı ihtiyaçlar ortaya çıkmıştır. Halı yıkama sektörünün son 10 yılda ön plana çıkması buna bağlıdır. Bu oluşumlar tamamen ihtiyaçtan ortaya çıktığından dolayı sektör spontane bir şekilde gelişmiştir.
Hizmet sektörleri genel manada özel bir beceri, eğitim gibi belirleyici bilgiye ihtiyaç olmadan açılıyor. Sektördeki boşluğu göz önünde bulundurduğumuzda şuan herkesin rahatsız olduğu tabloyu görmek sürpriz olmayacaktır. Çarpık bir sektörün ortaya çıktığını kimse inkar edemez. Hayatta bedel ödemeden elde edilen faydalar, sonrasında mutlaka daha fazla bedel ödenerek kaybedilir.
Bir berberi ele alalım. Kaç yıl çıraklık, kalfalık yapıyor? Usta bir berber kaç yılda yetişiyor? O da hizmet sektörü ama her önüne gelen bu işi yapamıyor. Ama halı yıkama öyle mi? Hayır. Her önüne gelen bu işi 1 ayda öğrendiğini düşünüyor ve bu işi yapmaya başlıyor. Bu durum hepimizin malumudur. Ve sonunda kaçınılmaz sorunları hep beraber yaşıyoruz.
Neyse ki geçmişte bu sektörü layıkıyla yapıp, bir sonraki jenerasyona iyi niyetle taşıma düşüncesine sahip olan sektör öncülerimiz var. Ben isim vermeden hümanist düşünceye sahip sektör büyüklerimi saygıyla selamlıyorum. Ve mutlaka bu insanların öncülüğünde birlikte hareket edilerek sektörü hak ettiği yere getirmemiz gerektiğini düşünüyorum. Meselenin bir iş olmadığını unutmadan, saygı – sevgi çervesinde “insan” olma dileğiyle. Herkese hayırlı işler diliyorum.
Erol KARABULUT